Domino Etkisi

Domino Etkisi

ReadİT sizi en ünlü konularla ilginç makaleler aracılığıyla tanıştırmaya devam ediyor. Bu haftaki konumuz "Domino etkisi" teorisi.

 

Bir davranışta değişiklik yaptığınızda bu zincirleme bir reaksiyonu etkinleştirir ve diğer davranışlarda da değişime neden olur. Bu domino etkisini olarak biliniyor.

 

"Domino etkisi" teorisi ilk kez John Foster Dalles tarafından hazırlanmıştır. Bu terim ABD politikacıları tarafından 1950-1980 yıllarında, yani Soğuk Savaş döneminde Amerika'nın diğer devletlere müdahalesine haklı çıkarmak için kullanılıyordu. Özellikle, komünist ülkelere karşı yönelen bu teorinin politik mahiyeti o dönem için şöyleydi: "Bir bölgede komünizmin yayılması, ona komşu olan diğer devletlerde de aynı ideolojinin yayılmasına neden olabilir."

 

Northwestern Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yapılan 2012 yılı bir araştırmada, insanlar her gün hareketsiz geçirdikleri boş zamanlarını azalttığında günlük yağ alımlarını da azalttıklarını buldular. Katılımcılara daha az yağ tüketmeleri söylenmedi, ancak beslenme alışkanlıkları durumun doğal yan etki olarak iyileşti, çünkü kanepede televizyon izlemek ve akılsızca yemek yemek için daha az zaman harcadılar. Bir alışkanlık başka birine yol açtı, yani bir domino diğerini devirdi.

 

Kendi hayatınızda da benzer olayları fark edebilirsiniz.

 

Domino Etkisi olumsuz alışkanlıklar için de geçerlidir. Telefonunuzu kontrol etme alışkanlığınızın, sosyal medyaya akılsızca göz atma alışkanlığınıza, onun sosyal medya bildirimlerini tıklama alışkanlığına götürdüğünü ve bunun da başka bir 20 dakikalık ertelemeye yol açtığını görebilirsiniz.

 

Stanford profesörü B.J.Fogg'un sözlerine göre, "Bir davranışı asla değiştiremezsiniz. Davranışlarımız birbirine bağlıdır, bu nedenle bir davranışı değiştirdiğinizde diğer davranışlarınız da değişir".

 

Domino Etkisi nasıl oluşur?

 

Domino Etkisi iki nedenden dolayı ortaya çıkar.

 

Birincisi, günlük yaşamlarımızı oluşturan birçok alışkanlık ve faaliyetlerimiz birbiriyle ilişkilidir. Yaşam sistemleri ve insan davranışları arasındakı şaşırtıcı bağlılık yeni bir şey değildir. Şeylerin doğasındaki farklılık, yaptığınız planlara rağmen, yaşamın bir alanındaki seçimin diğer alanlarda şaşırtıcı sonuçlar doğurmasının temel nedenidir.

 

İkincisi, Domino Etkisi insan davranışının temel ilkelerinden birini kullanır: taahhüt ve tutarlılık. Bu fenomen, Robert Cialdini'nin “Etki” adlı insan davranışı hakkındaki klasik kitabında açıklanmaktadır. Bu etki sadece yeni davranışlar dizisi yaratmakla kalmaz, kişisel inançlarda da değişiklikler meydana getirir. Her minik domino düştükçe, kendiniz hakkında yeni şeyler düşünmeye ve kimlik tabanlı alışkanlıklar kurmaya başlıyorsunuz.

 

Domino Etkisinin Kuralları

 

Domino Etkisi yalnızca karşılaştığınız bir fenomen değil, aynı zamanda yaratabileceğiniz bir fenomendir. Doğal olarak, bir sonraki başarılı eyleme yol açan yeni davranışlar inşa ederek, iyi alışkanlıkların zincirleme reaksiyonunu tetiklemek sizin gücünüze bağlıdır.

 

Bu işi gerçek hayatta yapmak için üç temel kural var. İşte Domino Etkisinin üç kuralları:

 

-  En çok motive olduğunuz şeyle başlayın. Küçük bir davranışla başlayın ve onu tutarlı bir şekilde yapın. Bir domino düştüğü sürece hangisinin ilk düştüğü önemli değildir.

 

-  ​Hızınızı koruyun ve hemen bir sonraki göreve geçin. Bir görevin bitirilmesi anında sizi bir sonraki davranışa götürsün. Her seferinde, yeni imajınızı daha çok seveceksiniz.

 

-  ​Şüpheniz olduğunda, şeyleri daha küçük parçalara ayırın. Yeni alışkanlıkları denerken, onları küçük ve yönetilebilir kılmaya odaklanın. Domino Etkisi ilerleme ile ilgilidir, sonuçlarla değil. Bir domino diğerini otomatik olarak yere serdiğinde süreç tekrarlanır.

 

Bir alışkanlık bir sonraki davranışa yol açmazsa, davranış genellikle bu üç kurala uymaz. Domino'ların düşmesi için birçok farklı yol vardır. Heyecanlandığınız davranışa odaklanın ve onun hayat boyunca devam etmesine izin verin.


Bütün yenilikler