Zıtlık etkisi
Olayları değerlendirirken ondan önce yaşadıklarımızın etkisi bizi yönlendiriyor.
www.readit.az `ın sizin için hazırladığı bugünkü faydalı makale "Zıtlık Etkisi" hakkında
Zıtlık etkisi iş hayatında
Çalışanların diğer çalışanlar temel alınarak değerlendirilmesi eğilimine zıtlık etkisi denir. Örneğin; performansı düşük bir çalışanla kıyaslanan, ortalama performansa sahip bir çalışan çok başarılı algılanırken, performansı yüksek bir çalışanla kıyaslanan, ortalama performansa sahip bir çalışan çok başarısız algılanacaktır. Literatürde kontrast etkisi olarak da anılan bu performans değerlendirme hatasında çalışanların birbirleri ile kıyaslanması, birbirlerine rakip olmaları ve dolayısıyla bir takım olarak çalışamamaları sonucunu da doğurmaktadır.
Yöneticinin arka arkaya pek cok kişiyi değerlendirmesi durumunda, değerlendirilenlere verdiği notların birbirini etkilemesi de zıtlık etkisinin bir örneğidir. Örneğin, başarısız bir kişinin ardından değerlendirmesi yapılan ortalama bir çalışan - bir önceki kişinin etkisi ile - başarılı, çok başarılı bir kişinin ardından değerlendirilen başarılı bir birey ise - gene bir önceki kişinin etkisi ile - başarısız olarak görülebilir. Bu hatayı önlemek adına kişilerin birbirleri ile karşılaştırılmasından kaçınılması, her kişinin ayrı bir birey olduğu unutulmadan değerlendirilmesinin yapılması gerekmektedir. Ayrıca, değerlendirme kriterlerinin de net olarak belirlenmesi önemlidir.
Peki neden bu etkiye maruz kalıyoruz?
Zıtlık etkisi sık sık düştüğümüz bir düşünce hatasıdır. Yeni arabanız için deri koltuklar sipariş edersiniz, çünkü arabanın 60.000 dolar`lık fiyatıyla karşılaştırılınca 3.000 dolar çok küçük görünür. Donanım seçeneklerinden para kazanan bütün sektörler bu yanıltmayı oyuna sokarlar.
Ama zıtlık etkisi başka yerlerde de devreye girer. Araştırmalar, insanların bir gıda maddesinden 10 dolar tasarruf etmek için yaya olarak 10 dakikalık yol gitmeyi göze aldığını gösteriyor. Ama bir takım elbise 989 dolar yerine şehrin öbür ucunda 979’a satılsaydı, kimse bunun için yollara düşmeyi aklına getirmezdi. Bu örnek de yukarıda gibi açıklana bilir.
Bu örneğe birçok yerde rastlayabilirsiniz. Mesela, pahalı mağazalardakı indirimler. Mağazalar bu bu hatayı stratejik olarak sık sık uygularlar.
Biz ufak, derecesel değişiklikleri fark etmeyiz. Bir sihirbaz saatinizi çalar, çünkü vücudunuzun başka bir yerine güçlü bir baskı uygular ve siz de bileğinizdeki hafif teması fark etmezsiniz.
Hızlı ve yavaş düşünce. Olasılıkların sunulma yolları bizim risk seviyesi hakkında görüşlerimizi nasıl etkiliyor?
Nobel ödüllü yazar Daniel Kahneman kitabında rasyonel olmayan adımlar atmamızın ve yanlış kararlar vermemizin nedenlerini anlatıyor. Bu arada, "Hızlı ve yavaş düşünce" kitabının kısa içeriğini www.readit.az sitesinden okuyabilirsiniz. Yazara göre düşüncemiz 2 sisteme sahiptir: "Hızlı" ve "yavaş" düşünce. "Hızlı" düşünce insanı dürtüsel, otomatik ve sezgisel kararlar kabul etmeye zorlar, "yavaş" düşünce ise önceden düşünen, hesaplayan ve derin düşüncedir. Birbirine aksi oldukları için, onların karşılıklı faaliyetleri bizim düşünce tarzımızı, fikirlerimizi, karar sürecimizi etkiliyor ve hareketlerimizde çelişki yaratıyor. Düşüncemizin bu zıtlığı risk değerlendirmesi sırasında açıkca görülebilir.
Mesela, eğer bir olay daha sık yaşanıyorsa, insanların bu durumun daha mümkün olduğunu düşünmesine rağmen, o olayın istatistiksel olasılığı düşüktür. İki grup psikoloğa Bay Jones'un psikiyatrik hastaneden çıkarılmasının tehlikeli olup-olmadığını soruyorlar. Birinci gruba, Bay Jones'un şiddet uygulama olasılığının % 10'a eşit olduğunu, ikinci gruba da, Bay Jones gibi insanların her 100 kişiden 10'unun şiddet uyguladığını söylüyorlar. Sonuçta ikinci gruptan olan psikologlar Bay Jones'un çıkarılması fikrine birinci gruptan iki kat daha çok itiraz ediyorlar.
Dikkatimizin dağıldığı diğer bir durumsa ortalamaya kayıtsız kalmadır. Bu, basit istatistikden daha parlak hayallerimiz adına vazgeçtiğimiz durumlarda kendini gösterir.
Pratik örnek:
Size çok yaygın bir deneyi örnek verelim: Üç kap alın. Birine sıcak, diğerine soğuk, üçüncüye de ılık su doldurun. Sonra bir elinizi sıcak, diğerini de soğuk suya salın. Sonra her ikisini de çıkarıp ılık suya sokun. Ne hissediyorsunuz? Sıcak sudan çıkardığınız eliniz suyu soğuk, soğuk sudan çıkardığınız eliniz de suyu sıcak olarak hissediyor, öyle değil mi? İşte bu Zıtlık Etkisi`dir.