Zeigarnik etkisi
Zeigarnik etkisi, ilk kez Rus psikolog Bluma Zeigarnik tarafından keşfedilmiştir ve yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin daha kolay hatırlanabildiğini ortaya koyan bir kavramdır. Ve bu etki bize, yarım kalmış aşklarımızı unutamayışımızı, yarıda bıraktığımız şeylerde sürekli aklımızın kalışını çok net açıklar. Aynı zamanda "Devam edecek" şeklinde en önemli yerinde yarıda bırakılan diziler, bu psikolojik etkinin en belirgin örneklerinden sayılabilir.
Keşfi ve tarihi
Zeigarnik etkisi garsonlardan ilham alınarak keşfedilmiştir. 1920'lerin ortalarında psikologlardan oluşan bir arkadaş grubu, Berlin Üniversitesi`nin restoranına gider. Grubun siparişlerini alan garsonun siparişleri hiçbir şekilde kaydetmeyişi psikologlardan birinin dikkatini çeker. Onlar yemeklerini yiyip restorandan ayrıldıktan sonra o psikolog geri döner ve garsondan o kadar siparişi kaydetmeden nasıl aklında tuttuğunu sorar. Ancak siparişlerden hiçbirini hatırlamıyordu. O, sadece her zaman olduğu gibi siparişleri aklına yazıp, yemekleri kişilere verdikten sonra bilgileri aklından siliyordu.
Bu olaydan sonra çalışmalarına geri dönen Zeigarnik durumla ilgili bir teori geliştirmeye başlıyor. Laboratuar ortamında bir deney oluşturuyor. Deneklere yirmi tane basit görev veriyor; bulmaca çözmek, ipe boncuk dizmek gibi görevler. Ancak bazen araya girip yapmakta oldukları işi yarıda kesmelerine neden oluyor. Daha sonra deneklere hangi görevin daha çok akıllarında kaldığı soruluyor. Tamamladıkları işlerden çok yarım bırakmak zorunda kaldıkları işleri hatırlayanların sayısının diğerlerinden iki kat fazla olduğu anlaşılıyor.
Bundan altmış yıl kadar sonra Kenneth McGraw ve meslektaşları Zeigarnik Etkisini başka bir yoldan test etti. Bu deneyde katılımcılara oldukça zor bir yapboz verildi; hiçbiri yapbozu tam olarak bitiremeden araştırmanın sona erdiği belirtildi. Buna rağmen katılımcıların yüzde doksanı yapbozu tamamlamayı sürdürdüler.
İş hayatında Zeigarnik etkisi
Bu etki iş hayatında, özellikle satış taktiklerinde oldukça yaygın kullanılmaktadır. İnsan kaynakları departmanları çalışanların motive olması ve işe yönelmesi için bu gibi yöntemleri sıklıkla kullanır. Elbette amaç çalışanın sadece işini yapması, yada Zeigarnik'i etkileyen garson gibi yalnızca işini bitirmesi değil. İnsan kaynakları profesyonel iş hayatında, hem işlerin daha etkili yerine getirilmesini, hem de çalışanın bunun keyfini yaşamasını hedefler. Aynı zamanda bazı işleri yarım bırakarak beynin ona yönelmesini ve tamamlamak için gayret göstermesi de bir çalışma taktiği olarak kullanabilir. Mesela, bazı durumlarda yöneticiler elinde bitirmesi gereken bir iş olan çalışana başka bir iş verirler, yani Zeigarnik etkisini kullanırlar. Böylece çalışanlar zamanı doğru kullanabilir ve başarıya daha kolay ulaşabilir.
Günlük hayatımızda Zeigarnik etkisi
Zeigarnik etkisi birçok alanda kullanılıyor. Mesela, TV-de. Seyirciyi kanalda tutmak için televizyoncuların kullandığı en eski numaralarından biri haftalık diziler. Dizinin son sahnesi şok edici, yarım kalmış, sonucu belli olmayan bir şekilde biter. Sonra şu yazıyı görürüz: Devam Edecek .. Ertesi hafta sonucu görmek için yine o kanalı açarsınız, çünkü sonucun nasıl olacağı ile ilgili bilinmezlik zihninizi hâlâ meşgul etmektedir. Yani, tamamlanmamıştır.
Büyük yazar Charles Dickens da bu tekniği kullanıyordu. Eserlerinin çoğu, daha sonradan tam olarak yayımlanmış olsa da önce parçalar halinde basılmıştır. Örneğin Oliver Twist. Bu etki çoğu zaman reklam kampanyalarında da kullanılıyor.
Bu etkinin bizim için faydası nedir?
Tüm bu örneklerin bir ortak noktası var: insan bir işe başladıktan sonra yarım bırakmaktan çok bitirmeye eğilimli oluyor. İnsan doğasına has olan bir diğer özellik, yani erteleme yüzünden nereden başlayacağımızı bilmiyoruz. Zeigarnik etkisinin bize öğrettiği şu ki, ertelemeyi yenmekte kullanabileceğimiz en etkili silah herhangi bir yerden başlamak. Tabii ki, illa en zor kısımdan başlamak zorunda değilsiniz. Önce kolay olandan başlayın, gerisi gelecektir. Zihninizde, farkında bile olmadığımız bir ses size işinizi bitirmeye sevk edecek. Biz genellikle, en zor olana gözümüzü diker, ardından da "başaramayacağım" diye sızlanırız.
Tüm bunlara rağmen, Zeigarnik etkisinin önemli bir istisnası vardır. Eğer bir işi yapmak için yeterince motive değilseniz, bu etki işe yaramaz. Çünkü, bir şeyi imkansız veya sıkıcı buluyorsak, kendimizi zahmete sokmayız. Ama ulaşılabilir olduğunu düşündüğümüz bir amaç için bir adım atmak bile çok büyük fark yaratır.